top of page
Ara

HAYVANCILIK SEKTÖRÜNÜN YAPISAL SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

  • Yazarın fotoğrafı: Dr. Vet Hek. H. Yalçın KÖKSAL
    Dr. Vet Hek. H. Yalçın KÖKSAL
  • 25 Şub 2022
  • 4 dakikada okunur

İnsanoğlunun yaşamını devam ettirebilmesinin ve yaşamı süresince sağlıklı olmasının ön koşulu yeterli ve dengeli beslenmesinden geçer. Beslenmenin temelinde ise hayvansal kaynaklı proteinler olmazsa olmaz elemanlardır. Zira bu proteinler, organizmanın üretemediği ve dışarıdan almak zorunda olduğu elzem amino asitlerdir. İşte bu noktada hayvan varlığının ve bu varlığın korunması ile geliştirilmesi önem kazanır.

Hayvancılık sektörü, böylesine önemli bir işlevi üstlenmişken çoğu zaman hak ettiği ölçülerde yerini alamamış adeta kaderine terk edilmiştir. Ülke nüfusumuzun artış oranına ters bir orantı ile hayvan varlığımız azalmış, (1990 yılından bu yana ülke nüfusu %29,6 artarken, hayvan varlığı %33,7 azalmıştır). Hayvancılık sektöründe lokomotif görevi üstlenmek, ırk ıslahından, verim artırıcı çalışmalara, bulunduğu yörelerde örnek işletmeler olarak bilinçli hayvancılığın yerleştirilmesine hizmet etmek amacı ile kurulan işletmeler elden çıkarılmış, elde tutulduğu dönemlerde KİT hüviyetleri nedeni yanlış kullanılarak siyasi amaçlarla gereksiz istihdamlarla şişirilmiş kadrolarla hantal hale getirilirken, teknolojik gelişmeler kullanılmayıp, genetik ve ırk ıslahı çalışmaları kulak ardı edilerek ve de Ar-Ge çalışmaları yapılmayarak çağın uzağında ekonominin sırtında kambur hale getirilmişlerdir.

Süt Endüstrisi Kurumları, Şeker Şirketlerine ait Kuruluşlar, Et ve Balık Kurumlarının revize edilerek günün koşullarına uygun karlı ve önder kuruluşlar olmaları için çalışılacağına, en kolay yol olan sat kurtul yöntemi tercih edilerek özelleştirilme adı altında elden çıkartılmaları sektöre indirilen en önemli darbelerdir. Tüm bunların yanı sıra, sektörün en önemli kaynağı olan Veteriner Hekimlik mesleği her geçen gün adeta yok sayılma noktasına getirilmiştir. Hayvanların üretiminden, yetiştirilmesine, tedavilerine, beslenmelerine, genetik ve ırk ıslah çalışmalarına kadar her konuda etkin ve yetkin olması gereken bir meslek dalının önemini kavrayamamak sektörün içinde olduğu dar boğazların en etkili nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Hayvanların koruyucu hekimliğinden, tedavi hekimliğine kadar oluşan zincirin en önemli halkası veteriner hekimliktir. Ayrıca insan sağlığı ile bire bir ilişkili olan mesleğin önemi, hayvanlarda görülen ve insanlara da bulaşabilen ve ölümcül sonuçlar görüldüğünde ancak algılanabiliyor ve tehlike geçtiği sanıldığında ise unutuluyorsa sektörün sıkıntılarından arınması mümkün değildir. (Kuş Gribi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi yakın zamanda yaşanan acı örneklerdir) 1985 yılında alınan kararla Veteriner İşleri Genel Müdürlüğünün kapatılması ile yurt genelindeki veteriner teşkilatlarının çöküşü başlamış, 1989 yılından itibaren de kamuda veteriner hekim istihdamından vazgeçilmesi, daha önce istihdam edilen ve belirli bir tecrübeye erişmiş hekimlerin pek çoğunun politik atamalarla kamudan uzaklaştırılması ve sektörde mevcut işletmelerin ehil olmayan ellere teslim edilmesi de ayrıca sektör-hekim iletişimini önemli ölçüde engellemiştir. Tüm bunlar yaşanırken, yetiştiri girdilerindeki sürekli artışlar, özellikle üreticinin hayvanlarını yeterince besleyememesi, hem hayvanlar için sağlıklarını tehdit edici bir unsur ve hem de yeterince verim alınamamalarına neden olmaktadır.

Hayvancılık sektöründe ki desteklemeler bazen yetersiz kalmakta, çoğu zamanda üreticiye damızlık temini yapılırken yöresel koşulların iyi etüt edilmemesi, hayvanların soy kütük kayıtlarında ki bilgi yetersizlikleri, suni tohumlama çalışmalarındaki koordinasyon eksiklikleri, en önemlisi de bu hizmetlerin başında mesleğe yabancı kişilerin veya mesleki bilgi donanımına sahip olmayan kişilerin bulunması yapılan yatırımların boşa gitmesine neden olmakta, bu sayede zaman ve para kayıpları meydana gelmektedir. Oysa hayvancılığa vurulan darbelerin, özellikle büyük kentlerimizde yaşanan göç olaylarının destekleyicisi olduğu göz ardı edilmeyecek önemli bir olgudur. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun kalkınması ve burada yaşayan insanlarımıza iş imkanı sağlanması açısından bu bölgelerde hayvancılığı özendirici tedbir ve

teşviklerin artırılması bu yörelerde yapacak iş bulamayıp büyük kentlere göç eden insanlarımız içinde umut ışığı olacaktır. Ülkemizde kaba bir hesapla yılda 1 milyon ton kırmızı et tüketildiği bilindiği halde bu rakam resmi kayıtlarda 400-500 ton dolaylarındadır. Bu demektir ki ekonomik olarak %50 kayıt dışı ticaretin yanı sıra insanlarımızın bir o kadar kaçak et tükettiği gerçeği ortaya çıkacaktır. Bu olayın en tehlikeli yanı ise kaçak etlerin kontrolsüz kesim sonucu elde edilmesi insanlarımızın önemli ölçüde zoonoz dediğimiz hayvanlardan insanlara geçen hastalıklarla baş başa bırakıldıkları ortadadır.

Bu sıkıntılar hayvancılığın tüm dallarında gözlenmektedir. Kanatlı sektöründe tüketilen yem hammaddelerinin dışa bağımlı oluşu, yem hammaddelerinin önemli bir kısmının ithalatla karşılandığı, yetiştirilen ırklara ait damızlıkların yurt dışından temin edilişi. Süt üretiminde, üretilen sütün %14‘ünün modern tesislerde işlendiği, oysa bu oranın gelişmiş ülkelerde %90–95 ‘inin modern tesislerde işlendiği, toplumumuzda süt tüketme alışkanlığı eğitiminin verilememesi bu nedenle sütün satış koşullarında çekilen sıkıntılar ve satış fiyatlarının çok düşük oluşu.

Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizde Balıkçılığın hala yakın kara usulleri ile kısıtlı seviyede yapılması ekipman yokluğundan dolayı uzak kıyı balıkçılığının yapılamaması, akarsu ve göl kaynaklarımızın yeterince tatlı su balıkçılığı açısından değerlendirilmemesi önemli bir gelir ve istihdam kaynağına neden olmaktadır. Çözümlere gelince ;

1. Tarım Bakanlığının yeniden yapılandırılma sürecinde kesinlikle Hayvancılık Bakanlığının ayrı bir oluşum olarak ele alınması ve ilçe teşkilatlarının hızla yapılandırılması.

2. Teşviklerin üreticiye doğrudan ulaştırılmasının sağlanması.

3. Teşhis ve tedavi laboratuvarlarının yaygınlaştırılması

4. Hayvancılık sektöründe sigorta sisteminin olanakları zorlanarak, üreticinin ürettiğinin gerçek değerinde satış güvenliğine kavuşturulması, böylece üretici, ürününü gerçek değeri ile değerlendirebildiğinde ezilmeyecek yatırımlarını giderek geliştirecek ve büyütebilecektir.

5. Koruyucu Hekimliğin yaygınlaştırılması suretiyle, tedavi giderlerinden ve aynı zamanda hastalık süresince karşılaşılacak verim kayıplarının yanı sıra birey kayıplarından da tasarruf sağlanması.

6. Kooperatifleştirme çalışmalarının özendirilmesi ve bu kuruluşların sağlıklı çalışabilmesi için yönetimlerinin ciddi şekilde denetlenmesi.

7. Tarım İşletmelerinin günün teknolojik koşullarına ayak uydurması sağlanarak, ülkemiz koşullarına uygun ırk ıslah çalışmaları neticesinde ana ırklara ulaşılarak yurt dışından damızlık ithalatlarını zaman içinde asgari seviyeye çekmeye çalışılmalıdır.

8. Suni tohumlama istasyonlarının en ileri noktalara taşınması, ekip ve ekipman bakımından üst seviyeye çıkartılması için gerekli desteklerin sağlanması.

9. Üreticinin sosyal güvence ve emeklilik haklarının güvence altına alınması,

10- Tarım sektörü içerisindeki hayvancılık paylarının diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi %55 seviyelerine yükseltilerek sektöre hız kazandırmak gereklidir.

11-Hayvan sayısının artması verim seviyesinin de yüksek olması demek değildir. Önemli olan birim hayvan başına düşen verim seviyesinin yüksek olmasıdır. Bu nedenle hayvanlarda verim artırıcı tedbirler alarak (ırk ıslah çalışmaları, yeterli besleme ve bakım koşulları gibi), bunları sağlamak içinde maliyet girdilerinin (yem, nakliye, tedavi ve bakım gibi) ülke koşullarına uygun seviyelere çekilmesi için destekleme veya bu girdilerde iyileştirme çalışmalarının yapılması.

Yukarıda sıralanan maddeler ilk bakışta yerine getirilmesi zor gibi görünse de iyi bir planlama neticesinde ve işi ehil kişilere yönlendirmek şartı ile çok kısa bir süreçte neticeye ulaştırılabilecek koşullardır.

Yeter ki teşhisi doğru koyalım ve tedavide gecikmeyelim.

 
 
 

コメント


Yazı: Blog2_Post
  • Facebook

©2022, Dr. Vet. Hek. H. Yalçın KÖKSAL tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page