HAYVANCILIĞI NASIL BU HALE GETİRDİK
- Dr. Vet Hek. H. Yalçın KÖKSAL
- 11 Nis 2022
- 2 dakikada okunur
Cumhuriyetimizin ilanından sonra, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal sorunların çözümü için girişilen hamleler içerisinde en önemlilerinden birisi de 1926 yılında 904 sayı ile çıkartılan HAYVAN İSLAHI KANUNU dur.
Kanunun amacı üstün nitelikli damızlık hayvan yetiştirerek bunları halka dağıtmak ve halkın elindeki mevcut hayvanların verim ve yaşam özelliklerini düzeltmekti. Son derece önemli olan bu hedefe ulaşmak amacı ile Karacabey, Çifteler, Çukurova, Sultansuyu, Karaköy, Altındere Haraları açılarak ülkemizin her bölgesindeki yetiştiricilere ulaşarak örnek yetiştirircilik kurallarına uygun ıslah çalışmalarını yaygınlaştırılmasının önü açıldı.
Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde girişilen bu çalışmalar, haralar, inekhaneler, deneme çiftlikleri ile sayıları artırılarak yaygınlaştırıldı.
Dengeli, yeterli ve sağlıklı beslenmenin temel unsurlarından olan hayvansal besinlere ulaşımın yolu, ülke hayvancılığına gereken önem verilmesi ve bu sahada emek veren yetiştiricilerin desteklenmesi, yol gösterilmesinden geçeceği gerçeğinden hareketle , ülke genelinde girişilen seferberlik ve planlama sonucu Et ve Balık Kurumu(EBK),Süt Endüstrisi Kurumu (SEK),Şeker Şirketleri, Yem Sanayi teşkilatları kurularak ülke genelinde yaygın bir çalışma başlatıldı.
Bu kuruluşların amacı yetiştiricilerin ideal yetiştirme teknikleri ile bilinçli yetiştiricilik yapmaları ve birim başına düşen verim artışlarına ulaşmaları için eğitilmelerinin yanı sıra, üretimde girdi maliyetlerinin düşürülmesi, ürünlerin gerçek değerleri ile değerlendirilmesi için piyasada denge unsuru olmaları, hem yetiştirmede ve hem de pazarlamada yetiştiriciye sağlanacak imkan ve garantilerle hayvancılığın cazip hale getirilmesini sağlamaktı.
Bu amaçla EBK ve Şeker Şirketleri arasında varılan anlaşma ile Şeker Besi Projeleri son derece başarılı sonuçlara ulaşmış, besi hayvanlarında karkas ağırlık artışları rekor seviyelere ulaşmıştı.
Besici emeğinin karşılığını alacağından emin olunca işine dört elle sarılıp, zevk ve huzur ile çalışıyor ve köyünü kentini bırakıp gitmeyi, büyük şehir varoşlarında sürünmeyi düşünmüyordu.
Ne var ki ülkemiz hayvan ve hayvansal ürünler konusunda ihracatçı konumunda ve özellikle küçük baş hayvan ihracatında neredeyse Orta Doğuyu besler pozisyonda iken mevcut projeler aksine çıkartılan yasalar ile hayvancılığa adeta çelme takılmıştır.
Bu konuda 24 Ocak1980 kararları ile daha önce özellikle 1970 li yıllarda uygulanan besi hayvanı ve hayvansal ürünler için uygulanan desteklemeler kaldırılarak, hayvancılığa en ağır darbe indirilmiştir.Böylelikle hayvan yetiştiricisi ve hayvansal ürün üreticisi piyasada tekelleşmenin kucağına itilmiştir.Piyasada tekelleşmenin önlenmesinden sorumlu ve görevli devlet kuruluşları ya kapatıldı ya da piyasada denge unsuru olmak yerine tüccar zihniyeti ile hareket ederek Gıda Tarım ve Hayvancılıkta tekelleşmenin aracı haline geldiler.
24 Ocak kararlarının diğer sektörlerin yanı sıra özellikle tarım ve hayvancılığını temelden ilgilendiren önemli noktalarına gelince;
%32,7 oranında devalüasyon yapılarak günlük kur ilanı uygulamasına gidilmiş,
Devletin ekonomideki payını küçülten önlemler alınmış, KİT'lerdeki uygulamaya paralel olarak tarım ürünleri destekleme alımları sınırlandırılmış,
Gübre, enerji ve ulaştırma dışında sübvansiyonlar kaldırılmış,
Dış ticaret serbestleştirilmiş, yabancı sermaye yatırımları teşvik edilmiş, kâr transferlerine kolaylık sağlanmış,
Bu kararlarla tarım ve hayvancılıkta üretimin yerini, kolaylığa kaçılarak ithalat almıştır
Özellikle 2010 yılından itibaren canlı hayvan ve et ithalatına hız verilerek halkın değil ithalatçıların yararına ancak ülke hayvancılığının aleyhine izlenen politikalara ısrarla devam edilmesi, tarım ürünlerinde yerli üretimin teşvik ve desteklenmesi yerine dışa bağımlı ithalatın desteklenmesi bu gün içinde bulunduğumuz çaresizliğe ve dışa bağımlılığa yol açmıştır.
Özetle, 1980 li yıllara kadar gıda konusunda hiçbir sorunu olmayan kendi kendisine yeten ve ihracat yapan bir ülke iken, bu gün bir çok konuda olduğu gibi tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlı hale gelmemizin nedenlerini soğuk kanlılıkla tepsi edip, acilen üretime dayalı hedefleri belirlemekten başka çare kalmamıştır.
Veteriner Hekim
Dr.H.Yalçın KÖKSAL
Comments